...ve zamane genci yazmaya başlar.
Create your own banner at mybannermaker.com!

13 Haziran 2012 Çarşamba

İyi ki benim olmuş!


Babam müthiş bir adam.

Müthiş bir bilgi birikimi var. Pek çok konuda söz ve fikir sahibi. Genel kültürü o kadar geniş ki, bazen bunu değerlendiremediği için onun adına ben üzülüyorum. O ise bunu dert etmeyecek ve bunları okuduğunda ondan övgüyle bahsettiğim için abarttığımı sanacak kadar alçak gönüllü (dahası bunları yazdığım için bana kızabilir de).

"Baba bir gün zamanda yolculuk yapılacak mı?" diye soruyorum. Bana ışık hızından, dünyanın çevresinde dönmekten bilimseuk yapılacak mı?" diye sorarım. Bana ışık hızından, dünyanın çevresinde dönmekten bilimsel verilerle bahseder. Kuantuma çok meraklıdır. Bilim adamlarının kanunlarını, düşüncelerini anlatır. Babam fizikçi olmalıymış!

"Baba sana bir sorum var: Bir havuzu, 1. musluk 6 saatte, 2. musluk 8 saatte dolduruyor. 1. musluğun akış hızı %20 arttırılıp, 2. musluğun akış hızı %25 azaltılıyor. Buna göre, 1. durumda iki musluğun havuzu doldurma saatinin, 2. durumdakine oranı nedir?" diye sorarım. Önce ona kağıt ve kalem getirmemi ister; yazarak ve görerek çözmenin anlamada birinci yol olduğunu söyler hep. Bana soruyu çözer. Babam matematikçi olmalıymış!

"Baba blogumu bozdum!" diye ağlarım. HTML ayarları ondan sorulur. Bilgisayar kasasından bilgisayarın içindeki küçücük bir parçaya kadar bilgisayarla ilgili her soruna bir cevabı vardır. Bir görseniz; bilgisayarların içini açar, orada saatlerce uğraşır. Virüsten çökecek olan bilgisayarlara karşı mutlaka bir tedavi geliştirir; bu onun için çocuk oyuncağı. Herkes ona bilgisayarını getirir tamir etmesi için. O bir bilgisayar dedektifi. En zor sorunların altından bile kalkar. Uğraş gerektirecek sorunları çözmekten zevk alır. Babam bilgisayar mühendisi olmalıymış!

"Baba atom nasıl bir şey?" diye sorarım. Kısaca cevap verdikten sonra, "Dinleyeceksen anlatayım," der. Aslında genellikle her soruma böyle bir cevap verir. Bir şey öğrenmemizi, yeni bir bilgi edinmemizi çok ister. Babam kimyager olmalıymış!

"Baba, ben bu daire sorusunu çözemiyorum!" diye çınlarım. Hemen çözer soruyu. Bazen de üstünde biraz kafa yorduktan sonra çözer; bana da sabırlı olmayı, düşünmeyi öğretir. Matematik sorularını da bir bulmaca çözer gibi, bir bilmecenin yanıtını arar gibi çözmeyi öğütler, tabii ben çoğu zaman bu öğütleri uygulamam, ama onların doğru olduklarını bilirim. Babam geometrici olmalıymış! 

"Baba dişim kırıldı, baba şuramda siyah bir şey çıktı, baba bisikletten düştüm kolum çıktı, baba saçımda kepek var, baba güneş gözlüğümün numarası bu yeni aldığım gözlüğünkünden bir numara geri kaldı ne yapacağım, baba kaşımın üstünde gözüm var, baba gözümün altında kaşım var, baba bacağım şişti acaba niye, baba burnum kanıyor, baba sırtım ağrıyor, baba naber?" diye bağırırım. Hemen ilk yardımı yapar, derdime bir çözüm bulur. Babam doktor olmalıymış! 

"Baba meridyenlerden bahsetsene bana biraz!" derim. Bu bir örnek tabii, dediğim şey her neyse hemen açıklar. Bu konuları da bilir. Babam coğrafyacı olmalıymış!

"Vater!" diye yanına koşarım. Çok iyi bildiği birkaç dil var, onlar dışında diğer dillere de mutlaka aşinalığı vardır. Duyduğu bir sözcüğün hangi dilden olduğunu tahmin edebilir. Yabancıların bulunduğu bir ortamda onları dinleyerek kendimi geliştirmemi söyler. O öyle yapar. Kısa sürede yeni bir dil öğrenebilir. Babam dil öğretmeni olmalıymış! 

"Baba bu dansın müziği caz mı?" diye sorarım. Cevap verir. Ça-çayı, rumbayı, salsayı, sambayı, tangoyu, valsi ve daha nicelerini bilir. Bilir derken dans etmeyi bilmekten bahsetmiyorum elbette; figürleri tanır, kulağında o türlerin ezgileri ve notaları vardır, bunları söylüyorum. Beethoven, Mozart bilgisinden bahsetmiyorum bile. Televizyonda izlediğimiz müzik yarışmalarının jüri koltuğunda onun oturması gerektiğini düşünmüşümdür hep. Çünkü onların çoğu sadece magazinsel isimler olduklarından dolayı orada bulunuyorlar, gerçekten bir müzik bilgileri falan olduğunu sanmıyorum. Bu yılki Eurovision'da da "İsveç 1. olur," dedi babam; İsveç 1. oldu. Sıralama tahmininde bulunduğu diğer ülkeler de üç aşağı beş yukarı sonuca uygundu. Babam müzisyen olmalıymış!

"Baba dinazorlar ne zaman yaşadı?" diye sormam elbette. Daha zor tarihsel sorular sorarım ve hemen yanıtlar. Tarih bilgisi de vardır. Babam tarihçi olmalıymış! 

"Baba şu aktörün adı neydi?" derim, dilimin ucundadır. Babam şak diye çıkarır. Sinemaya, kitaplara olan ilgim ondan geliyor zaten. Kült olmuş ya da olmamış İngiliz, Amerikan vb. filmlerini, yönetmenleri, aktörleri, aktrisleri bilir. Türk filmlerini de elbette. Siyah-beyaz çekilmiş filmler hakkında da çok bilgisi vardır. Yabancı oyuncuları da çok iyi bilir. Babam sinemacı olmalıymış!

"Baba, Zagor'daki şu Süper Mike ilk hangi sayıda ortaya çıkmıştı?" diye sorarım. Göz açıp kapayamadan cevabımı alırım! Zagor'u, Mister No'yu, Martin Mystere'i, Conan'ı, Tex'i, Tommiks'i, TenTen'i (Ohoo, daha kimler var!); Türk çizgi romanlarının tamamını okumuştur. Çizgi romanlarını yıllardan beri kütüphanesinde titizlikle saklar. Türk, İtalyan, Amerikan çizgi roman kahramanlarını da, iddia ediyorum, Türkiye'de çok iyi bilenlerden biridir. Ben doğduğumdan beri elimde kağıt kalem çizgi roman yapma alışkanlığımı nereden nasıl edindim sanıyorsunuz? Babam çizgi romancı olmalıymış! 

"Baba şu kuş hangi kuş?" diye sorarım. Kuşları A'dan Z'ye, hem de seslerinden, ıslık çalışlarından tanır. Nasıl bir kulağı varsa artık... Onları dinler, aralarındaki konuşmaların gizli şahidi olur. Özellikle kuşlara çok ilgisi, merakı vardır ama tüm hayvanları çok sever. Köpeklere de bayılır. Bizim de bir kaplumbağamız var; yıllardır bizimle. Onu yıkar, damatlık tıraşlarını yapar, hiç yorulmadan, isyan etmeden yıllardır onunla da o ilgileniyor. Sevgiyle büyütüyor hayvanı. Babam veteriner olmalıymış! 

Babam aynı anda her mesleği olamayacağından, makine mühendisi oldu. İki üniversite okudu ve birini 1.'likle bitirdi.

Bazen çevresindekilerin ona, bilgilerinden dolayı, "Keşke şunu olsaydın, keşke bunu olsaydın," dediğine şahit olurum; o ise halinden memnundur, çünkü sonuçta bilgilerini yine kullanabilmekte ve aktarabilmektedir. Onu "Kim Milyoner Olmak İster?" benzeri ciddi bir bilgi yarışmasında görmeyi o kadar çok istiyorum ki...Vallahi derdi beni aldı bu durumun. Çünkü adam makine mühendisliği okudu ama bir profesörden farksız.  

Ne olmalıymış ne olmuş artık geride kaldı ama hala geçerliliğini koruyan bir şey var: Babam, iyi ki benim babam olmuş! 

Canım babam, Babalar Günü'n kutlu olsun!

1 yorum:

  1. Biraz abartmışsın, ama yine de çok duygulandım. Yanaklarından öperim.

    YanıtlaSil