Yeni çizgi romanıma ilişkin son bildiri

“Bir gün ansızın gelen bir haberle eski sevgilisinin öldüğünü öğrenen bir kadının, onun çocuklarına bakmak için kırsala gitmesiyle bir çorap söküğü gibi arkası gelen sarsıcı olaylar zinciri ve tamamen değişen hayatı.” Konusunu soranlar için şimdilik bunu söyleyebilirim. Yeni çizgi roman dizimin adı, karakterlerin adları ve kişilik özellikleri, hangi bölümde hangi olayların gerçekleşeceği, hatta yapacağım bölüm fragmanlarında hangi müziklerin çalacağı bile şimdiden belli aslında. Okurla olan ilişkisi ilk bölümde belli olacak bir çizgi roman bu: Olayın ve karakterlerin itici geldiği kişi sonraki bölümlerde neler olacağını hiç önemsemeden çizgi romandan uzaklaşacak, ama olay ve karakterlerle arasında bir gerçeklik bağı kuran kişi çok beğenecek ve ikinci bölümü iple çekecek. Arada kalan duygular olmayacak. Bunları defalarca yazmışım aslında, duymaktan bıkanlarınız olabilir. Ama buna ilişkin yorumlar geldiği için ben son defa bir toparlama yapma gereği duydum, teşekkürlerimi de ekleyerek. Böylelikle bu konu hakkında son kez konuşmuş olacağım, bir sonraki adımı icraat aşamasında göreceksiniz (Ben de ilk kez katıksız bir dramla karşınıza çıkmış olacağım, hayırlısıyla efendim).

Ta 16 Kasım’da yazmış olduğum “Bombayı patlatıyorum!” yazımda da bu konuya yer verdiğimi hatırlayınca şaşırdım açıkçası; aklımda uzun süredir bu çizgi romanım var derken abartmadığımı buradan da anlayabilirsiniz. Ama icraata geçirmem için ne yazık ki bu yılın bitmesi gerekiyor. Şu YGS ve LYS davası bir bitsin, ondan sonra geceler-gündüzler benim! Ha birdenbire büyük bir hevessizlik çökerse üstüme şimdi kalbimi çarptıran bu işe karşı, o zaman çok özür dilemekten başka bir şey gelmez elimden. Önce size, sonra kendime... O zaman tüm bu hayaller, konuşmalar, yazılar boşa gider çaresizce. İşte o nedenle bu çizgi romanı henüz kesin bir şey olmadan dillendirmek istemiyorum, ama yaptığınız yorumları da karşılıksız bırakamıyorum.

“Şimdilik 'tasarı' aşamasından öteye geçirmemeye çalıştığım projemi gerçekleştirebilirsem eğer, seneye Mert'in Gezegeni'nin en iyi çizgi romanıyla buluşturacağım sizi. Konu, 'Kaptan Briand, Lapaci ve Sipaci' veya 'Gizemli Tavşan'daki kadar sevimli/şekerli de olmayacak üstelik. Hayatın daha karanlık, daha sert ve daha gerçekçi yönleriyle karşı karşıya kalan insanları anlatacağım bu sefer. Belki de bugüne dek bir çizgi romanda hikayesi işlenmemiş kişiler olacak bunlar. Tipleri gerçekten ilginç kurguladım kafamda ve çoğumuza biraz uzak: Belki de empati kuramayınca okurun çizgi romana olan ilgisi çabuk sönecek. Ya çok sevilecek ya da hiç sevilmeyecek. Benden beklenmeyen bir çizgi roman yapacağım konu olarak. Şaşırılacak büyük ihtimalle. Umarım bu hayalimi gerçekleştirebilirim. Bu yıl hele bir bitsin.”

Bu yazımda da demişim hatta: “Gelecek sezon yapacak olduğum çizgi roman dizisinin sadece haberini vermeme rağmen, oldukça ilgili davrandınız. Çok teşekkür ederim. Emin olun, diğer çizgi romanlarımdan çok farklı bir iş olacak. Henüz netlik kazanmadığı için çok fazla açıklama yapmak istemesem de genel olarak söyleyebilirim ki öykünün merkezinde bu kez bir kadın var. İrdelenecek olan kavramlar arasındaysa şiddet, kimlik, aile, aşk ve sır öne çıkıyor. Karanlık ve psikolojik bir çizgi roman yapmayı planlıyorum. Benden hiç beklemeyeceğiniz olaylara değinen, gerçekçi bir öykü olacak. Aklımda, bu konuyu farklı bir formatta yapma düşüncesi de var, ama bu düşüncemi çizgi romanda somutlaştırmam sanırım daha kolay olacak. Bu arada, 'sine-çizgi roman' olarak niteleyebileceğim bir iş yapmayı planlıyorum. Bu sayede hem bir çizgi roman okuyormuş gibi hem de sinemada bir film izliyormuş gibi hissettirmeyi amaçlıyorum.”

Önemli mesajlar da serpiştireceğim bu yeni çizgi roman hayalimi umarım gerçekleştirebilirim ve umarım sizler de beğenirsiniz, ilgi gösterirsiniz.

*

Bugün okullar bizim için son kez açıldı. Son kez liseli olmaya merhaba dedik. Tamam tamam çok lafa tuttunuz beni, şimdi biraz da test çözmem gerekiyor. Saygı ve sevgilerimi sunuyor, hepinize iyi akşamlar diliyorum. Bu akşam evde olanlar ve zamanını iyi geçirmek isteyenler, önce sık kullanılanlardaki (Yoksa hâlâ değil mi?) sevgili blogları MG'ye baktıktan sonra, "Yalan Dünya"yı izleyebilir. Çok komiğe benziyor yine, ben izleyeceğim!

Not düşümü: Şunu da bir kez daha belirtmeliyim ki ben yazma ve çizme konusunda henüz hiçbir eğitim görmedim. Çocukluğumdan beri yalın çizgilerle çizgi romanlar yapıyorum ve tarzımı "Kaptan Briand, Lapaci ve Sipaci" çok güzel özetler (Alıştırma yapmadığım için en son orada bıraktım, biraz el çalışması yapsam yeni desen ve motifler keşfedebilirim). Böyle şeylerin emek ve zaman istediğini çok iyi biliyorum artık. Ama yazma konusunda iddialıyım çünkü okumayı ve yazmayı öğrendiğim ilkokul 1. sınıftan beri yazıyorum. 11. sınıfta bir kitap yazdım, onu da en müsait vaktimde gözden geçirip yayımlamayı düşünüyorum. Çizgi romanın "çizgi" konusunda çok nitelikli olmayabilirim, ama "roman" konusunda o derece kendime güveniyorum.