...ve zamane genci yazmaya başlar.
Create your own banner at mybannermaker.com!

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Daha mühim notlar...




Kütüphanelerin göz bebeği olan ansiklopediler günümüzde bilgi aramak için başvurulan kaynaklar arasında mıdır bilinmez, ancak ben başım her sıkıştığında ilk olarak onların himayesine sığınırım. Yalanı bol, kesin bilgi içermeyen, herkesin söz sahibi olabileceği bir bilgi kutusu olan interneti alternatif olarak kullanırım. Her siteye, okuduğum her habere de yine güvenmem. Vikipedişındakilere şüpheyle yaklaşırım. Evdeki kütüphanede kendimi kaybedip saatler geçirmeyi seviyorum!

İnsanların bilip bilmeden her konuda fikir sahibi kesilmesi, ön yargılı davranması, kendilerince yakıştırmalar yapma beni deli ediyor! Bugün bir kez daha lafımın altına imzamı attım.


Sempatik, mütevazı, yetenekli ve gerçekten çok tatlı bir oyuncu olan Meryem Uzerli ülkemizde "tükenmişlik sendromu"na yakalanabilecek tek ünlüydü! "Muhteşem Yüzyıl"ın Hürrem'i olan Uzerli hem hayranlarına hem de set temposuna yetmeye çalışırken kim bilir ne zorluklar yaşadı da buraları bırakıp Berlin'de tedaviye gitmek zorunda kaldı. Burnu havada olan diğer çoğu ünlü markette, manavda, alışveriş merkezlerinde "Biri beni görse de havamı atsam!" diye "ünsüz" avına çıkarken Uzerli son derece insan canlısı biri olarak aşırı ilgiye yetmeye çalışmaktan yorulmuş olacak ki bu hastalığa yakalandı. Yakın zamanda iyileşir de setlere geri döner inşallah, onsuz dizi de magazin programları da şehir de çok boş olur mutlaka.


Doğu Karadeniz küresel ısınmanın ciddiyetini gösteren yerlerden biri. Koca kışı karsız geçirmenin yanı sıra yaz da nisan ayında gelmeye başladı artık. Dün otuz beş dereceyi bulan sıcaklıklarsa tarihte bir ilkti herhalde. Hırkalar, kazaklar anında rafa kaldırıldı ve güneş gözlüğünü takıp sandaletini giyen insanlar parklara koşuştu. Ardından hava kapandı, şimşekler çaktı ve feci bir yağmur döktü hatta elektrikler bile kesildi. Havalar bize oyun oynuyor! Kaçabiliriz ama asla saklanamayız!

"Umutsuz Ev Kadınları"nın geçen haftaki şu Zeliş repliğine bayıldım: "Beni de İngilizce çalıştırır mısın? Bende temel var zaten liseden. Lisede hatta bana Miss Zeliş Brown derlerdi." Dinleyip dinleyip gülüyorum. Yasemin'den sonra ikinci favorim Zeliş. Baygın, serbest, rahat, salına salına yaptığı tavırlarıyla Marilyn Monroe'nun "Bus Stop"ta oynadığı karaktere de benzetiyorum Zeliş'i. Biraz uzak bir benzetme oldu tabii.

"Yalan Dünya"da şimdi de Orçun'un yaşlı versiyonunu izleyeceğiz. "Avrupa Yakası" dizisinde Şahika/Dilber Hala tutunca Gülse Birsel Eylem/Vasfiye Teyze'yi yarattı, yeni bölümde de Orçun'u Zeynel olarak Gülistan'ın eski sevgilisi yapacak. Bu da mutlaka kahkahayla izleyeceğimiz bir tip olacaktır.

LYS'ye az bir zaman kala yazı yazmaktan ve çizgi romanı düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Halbuki biraz sabretsem koca bir yaz için buna fazlasıyla vaktim olacak... Şu yazıya bile iki saatim gitti ya, ne diyeyim ben kendime!

Bir de not düşümü: Yeni sitem için yine "blogspot"tan şaşmasam mı yoksa ona bağlı kalmadan sadece ".com" tarzında bir şey mi açsam bilemedim, bulamadım, size sorayım dedim. Görüşlerinizi ve fikirlerinizi sandığınızdan daha çok dikkate alıyorum. Ne diyorsunuz?

3 yorum:

  1. notlar çok güzelmişş :):)

    YanıtlaSil
  2. zeliş brown mıııı.
    aa bunu çok sevdim.
    unutmam.
    :)

    YanıtlaSil
  3. blogspot mu com mu? bilemedim ki sen bilirsinn :)

    YanıtlaSil